Lev Nikolayeviç Tolstoy, Kaknüs’te
On Ocak 16, 2017 | 0 Comments

Lev Nikolayeviç Tolstoy, Kaknüs’te…
Tolstoy’u Tolstoy yapan köşetaşı kitapları bir arada…

 

“Burada hoş ve değerli yalnız bir şey vardır:

hayatı müebbet bir roman yapmak…”

—Tolstoy

 

Asil bir ai­le­nin ço­cu­ğu olan Tols­toy, dün­ya ede­bi­ya­tı için ka­lı­cı ve kla­sik eser­ler bı­rak­tı. Tols­toy’u Tols­toy ya­pan dü­şün­ce gü­zer­gâ­hı­nın önem­li ki­tap­la­rı Kak­nüs’te…

28 Ağustos 1828 tarihinde, Moskova’nın güneyinde, asil bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı. Babası Kont Nikolay İlyiç Tolstoy, 1812 yılı Napolyon savaşlarına iştirak etmiş emekli bir yarbaydı. Tolstoy, çocukluk yıllarında, ağabeyi Nikolay’ın etkisinde kalmış, gençliğe geçiş döneminde Rousseau’yu okumuş ve gençliğinde önce doğu dilleriyle ilgilenmiş, sonraları hukuk tahsilini tercih etmiştir. Ne var ki, özgürlük tutkusu hukuk fakültesini de terk etmesine sebep olmuştur.

Tolstoy, içinde bulunduğu zaman dilimini çok iyi izlemiş ve çok iyi tanımıştır. Tolstoy’un dogmatik din ve bilim eleştirilerini içeren “Din Nedir?” başlıklı kitap, onun dinî ve felsefî eserlerinin başında yer alır. Dünya görüşünü ilk defa toplu olarak açıkladığı ve temellendirdiği bu kitabını, “İtiraflarım”, “İnancım Neden İbarettir?”, “Sanat Nedir?”, “Susamam”, “Dogmatik Din–Bilimin Eleştirisi”… başlıklı kitapları izlemiştir.

Tolstoy’un romanları insanı ve tavırlarını konu edinir. “Savaş ve Barış” ile “Anna Karanina” insan tahlilleri ve tasvirleri ile doludur. Tolstoy’un kendisini ve Allah’ı arayış macerası bütün ömrüne tekabül etmektedir. Ömrü boyunca anlaşılamamıştır. Karısı bile onu anlamamıştır. Bunun dramatik bir sonucu olarak, yağışlı bir gece evden kaçar ve yolda hastalanır. 7 Kasım 1910’da mütevazi bir tren istasyonunda hayata gözlerini yumar.

Dünya klâsikleri arasına girmiş, önemli eserler veren Tolstoy’un, hayat serüveninde önemli duraklara işaret eden deneme ve felsefi içerikli hikayeleri, Kaknüs’te

İşte Tolstoy kitaplığımızdaki  kitaplarımız…

 

Maxim Gorki, Tolstoy için “bir insanlık örneği” demişti. Çağının ve ülkesinin en tantanalı, en şaşaalı ismi bundan güzel tanımlanamaz doğrusu. Herkes onda kendini bulabilir. Nefes kesici bir roman gibi okunabilecek, renkli ve uzun hayatı, sürekli değişen karelerden oluşmaktadır

Kitabı detaylı incelemek için burayı tıklayınız.

 

 

Bu kitap Tolstoy’un (1828/1910) ölümü anlamaya çalıştığı, hayatla ölüm arasında varolduğu farz edilen büyük uçurumu kapattığı üç öyküsünden oluşuyor: “Ivan İlyiç’in Ölümü”, “Üç Ölüm” ve “Polikuşka”

Kitabı detaylı incelemek için burayı tıklayınız.

 

 

 

Tolstoy’un bütün öykü kahramanları kendisidir. Yaşadıklarını anlatırken, yaşamadıklarını sorgular. “İtiraflarım”, Tolstoy’un içine doğmuş olduğu Rus aristokrasisiyle, halkıyla, dinlerle, en çok da Ortodoks Hristiyanlık inancıyla hesaplaşmasının bir sonucudur.

Kitabı detaylı incelemek için burayı tıklayınız.

 

 

Bu kitap, Tolstoy’u bize yansıtan aynacıklardan ve yüreğinden çektiği damlacıklardan oluşmaktadır. Kitapta yer alan 27 hikayenin farklı farklı kahramanları olsa da aslında onlar Tolstoy’dan başkası değiller. Yaşadığını yazan bir yazardır, Tolstoy. Hikayelerine ağlayışı bundandır.

Kitabı incelemek için burayı tıklayınız.

 

 

 

Rivayet olunur ki Nessos, bir gün Herakles’in karısı Deianeira’yı kaçırıp ona tecavüze yeltendiğinde Herakles’in zehirli okuna hedef olur. Nessos ölürken Herakles’ten öcünü alabilmek için kanlı gömleğini Deianeira’ya verir. Bu gömleği kocasına giydirdiği takdirde onun aşkını sonsuzcasına kazanacağını söyler.

Kitabı incelemek için burayı tıklayınız.

 

Tolstoy denince birçoklarının aklına Savaş ve Barış ile Anna Karanina romanları gelir. Oysa Tolstoy aynı zamanda ciltler dolusu kısa hikaye de yazmıştır. Bu kitapta ünlü yazarın 1857-1903 yılları arasında kaleme aldığı dört öyküsünü okuyacaksınız, yazarlık dehasının habercisi ilk dönem öyküleri ile ustalığını perçinleyen birinci sınıf klasiklerini bir arada sindirme şansını yakalayacaksınız.

Kitabı incelemek için burayı tıklayınız.

 

Dünyaca ünlü Rus yazar Tolstoy (11828-1910), yaşamının son yıllarında kendi hayatını ve yerleşik din anlayışını sorguladığı eserler yazmıştır. Hayat Üzerine Düşüncler’de deTolstoy, dogmatik dini ve bilimi eleştirir. Bu kitap, Tolstoy’un “aykırı” bulunan benzer kitapları gibi yayınlandığı yıllarda yasaklanmış ve sağlığında ancak Avrupa ülkelerinde yayınlanabilmiştir.

Kitabı incelemek için burayı tıklayınız.

 

 

Günümüz okumuşlarının anlayışına göre din lüzümlu değildir: onun yerini bilim alacak ya da çoktan aldı bile. Oysa tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de tek bir insan toplumu veya tek bir aklı başında kişi dahi dinsiz yaşamamıştır ve yaşayamaz da. Aklı başında kişi diyorum, çünkü aklı başında olmayan kişi tıpkı bir hayvan gibi dinsiz yaşayabilir. Aklı başında bir varlık ise dinsiz yaşayamaz; çünkü öncelikle ve sonrasında neyi yapması gerektiği konusunda ona hakikaten yol gösteren sadece ve sadece dindir. Din insana yaratılışı gereği verildiğinden aklı başında hiçbir insan dinsiz yaşayamaz.

Kitabı incelemek için burayı tıklayınız.

 

 

Bir Cevap Yazın